HOŞ GELDİNİZ

KAFKA OTELİ, DOLMAKALEM VE YAZININ RUHU

Bu kitabın tamamını dolmakalem kullanarak yazdım. Aslında on parmak q klavye kullanabilirim. Gözlerim bağlıyken bile hiçbir harf hatası yapmadan konuşma hızında duyduklarımı yazabilen biriyim. Önce elle yazdıklarımı daha sonra bilgisayara geçirirken kendimi kâtip gibi hissettiğimi söyleyebilirim.

Dolmakalem kullanmayı sayfalarca övebilirim. Kitabın içinde de yazıdan, daktilolardan, yazının tarihinden söz ettiğim bölümler var.

Kalem kullanarak yazdığınızda bilgisayar ekranındaki gibi bir tuşa basarak temizleme şansınız olmadığı için konsantre oluyorsunuz.

Bir kez kullanmaya başladığınızda başkalarınca budalalık gibi görünen şahsınıza ait bir zevk geliştirmeye ilk adımı atmış oluyorsunuz. Tıpkı şaraptan anlayan insanlar gibi bu alanda okudukça kalemden anlayan insanlar oluyorsunuz. Kalemleri yalnızca sevmiyor onlardaki sanatı da takdir etmeye başlıyorsunuz.

Yeryüzünde sizin yazma alışkanlıklarınıza ve zevkinize uygun biçimde, kırçıllaşmaya sebep olmayan, kalınlığı ve rengi uygun bir kâğıdın üzerinde dolmakalemden akan mürekkebin bıraktığı izi, o sesi dinleyerek bırakmak kadar büyüleyici pek az şey var.

Bu sizin zenginliğiniz, teknoloji karşıtı olmanıza hiç lüzum yok, yanınızdaki bir kalemin mürekkebini düşünmek, sizi sorumluluk sahibi yapıyor. Eve gidiyor, kapıyı arkanızdan kapatıyor ve rafınızdaki en sevdiğiniz mürekkep şişesini alıyorsunuz, sonra tercihinize göre piston mekanizmalı ya da öteki türlerden bir kaleme sevdiğiniz mürekkebi dolduruyorsunuz. Düşünceleriniz de sizin mürekkebiniz, sizin, görünmeyen mürekkebinizi görünür kılan bir aletiniz oluyor ve parmaklarınızın ucundan aklınız, binlerce yıldır olduğu gibi harflere dönüşüyor. Her bir harfin karakteri oluyor ve kendinizi işliyorsunuz. Harflerinize biçim verdikçe kendinize biçim veriyorsunuz ve o sıvının içindeki şey her neyse, sizin içinizdeki şeye evriliyor.

Duygusallık değil bu, bir şeye doğrudan dokunmak. Harfleri ardında bırakarak ilerleyen bir imlecin yapamadığı bir sürprizi her an kendinize yapmak.

Bunu elbette başka kalemlerle de yapabilirsiniz ama bir dolmakalemle yaptığınızda düşünceyle sizin aranızdaki perdeyi kaldırmış oluyor, o düşünceyi o kâğıda kurbanına yakınlık duyan bir katil ya da evladına şefkat duyan bir ana/baba gibi yerleştiriyorsunuz. Sizin tüm öfkeniz ve sevginiz, olanca çıplaklığıyla orada oluyor. Sırf bunun için bile dolmakalem kullanmaya değer.

Elinizde bir kalem ve bir defter varsa dünyalar yaratabilirsiniz.